dönemlerde yoğurt yapar bunu satarlardı. Günlük yaşama girerek baş
yiyecek olan yoğurt, türkü ve oyun olarak gelmiş günümüze. Yoğurt,
Türkmen için geçim kaynağı olması nedeniyle büyük bir saygınlığa
sahiptir. Bu saygınlık da Türkmenleri, yoğurdun bereketi için oyun
oynamaya yöneltmiştir.
yaşantısal hareketler yapmalarıdır. Oyunda Türkmen kızının inek sağmak,
yayık yaymak, hamur yoğurmak gibi günlük işleri anlatmasıdır.
toplanarak yapılan eğlencelerden oluştuğu söylenir. Hayvanın uçuş,
kalkış, sekiş ve uçmak için kanatlarını çırpış anını, korkudan geri geri
çalılıklar içine çekilişini ve ıssız yerlerdeki sekişini büyük bir
canlılıkla yansıtır. Kaşıklarla oynanır. Kaşık vuruşları, keklik
uçuşunu, kanat seslerini ve ötüşünü canlandırır.
Gelin kocasına naz etmekte, koca ise buna sitemle cevap vermekte.
yakışıklılığı, dağa çıkış nedenin halk arasında dğa çıkmaya ve
dolayısıyla erkekliğe yaraşır biçimde olması yüzünden kısa sürede
çevrede adına övgülü öyküler anlatılmasına neden almıştır. Ancak bir gün
jandarmalar tarafından sıkıştırılır. Saklandığı ve bir nevi yatacak yer
olarak kullandığı büyük bir zeytin ağacının üzerinde uyurken vurulur.
Cesedi yere düşer, tütün tabakası ile bazı eşyaları ağacın üzerinde
durmaktadır. Silah sesleri üzerine halkın olay yerine geldiğini gören
jandarmalar bir olaya sebebiyet vermemek için hemen ayrılıp giderler.
Köylüler geldiği zaman Ali'yi al kanlar içinde yerde, tabakasını da
ağacın üzerinde bulurlar. Bunun üzerine bizlere kadar gelen meşhur "
Zeytin Dalları Zeybeği " öyküsü de budur işte.
türküler söylenir ve oyular oynanır. Aldığı isim maddesel anlamda değil
mecazi anlamdadır. Türkülerimizin genel olarak sözlerinde geçen meyve
adları, sevgililerin; yanaklarına, dudaklarına, gözlerine, göğüslerine
benzetildiği için bu zeybekte de sevgililerin göğsü portakala
benzetilmiştir. Dolayısıyla ege'den Güney'e doğru yayılan zeybekler,
Ege'deki kahramanlık öğesini Güney de aşk öğesiyle yumuşatmıştır.
olduğu söylenmektedir. Asıl adı mendil kelimesinden türetilmiştir.
Vaktiyle düğünlerde oynatılan hafif meşrep kadınlara mendilli
denilmiştir. Zaman içerisinde mendilli kelimesi değişip " Mandilli "
olmuştur.
yaptıkları kahramanlıkları anlatmaktadır.
Çok hareketli, kıvrak ve çok figürlü bir oyundur.
kişi tarafından oynanmakta idi. Oyuncu istediği figürü özgürce yapmakta
idi, şimdikine nazaran daha ağır, edalı bir oyundu. Sonraları kalabalık
erkek gruplar tarafından oynanmaya başlandı ve öylece devam etti.
Yiğitlimedir oyuncuların bolca hünerlerini gösterebilecekleri bir
oyundur. Bir aşk üzerine doğmuştur. Erkeğin sevdalısına yandığı bir
oyundur.
yapmalarını anlatır. Erkek kızı elinden kaçırmamak için bir başkası ile
evlenmemesi için çeşitli vaadler de bulunur. Oyun kız, erkek beraberce oynanır.
yaşıyormuş. Gerali'yi herkes sever, sayar ve tanırmış. Gerali sonradan
kendini ortaya atmış, bir müddet eşkiyalık yapmış, daha sonra Gerali,
köyünden bir kızla evlenmiş. Anası, Babası; Acaba oğlumuz yola gelir,
eşkiyalığı bırakır da dürüst bir insan olur mu? düşüncesiyle oğullarını
evermişler. Gerali bir müddet Hediye isimli kızla yaşar. Aradan 2-3 ay
geçer. Gerali, Hediye'nin üstüne bir kız daha alır. Böylece iki kadınla
evlenir. İkinci karısının adı Duduya'dır. Gerali bu hanımlarıyla yaşar
gider. Zaman ilerledikçe, yaşam koşulları güçleşir ve hanımlarla
geçinemez, eksiklerine yetmez. Birine 3m kumaş alırsa, öteki bayramlık
ister dururmuş. Gerali dayanamaz olmuş ve sonunda işi oyuna, türküye
dökmüş. Döne döne oynamaya başlamış.
oyundur. İçinde Türk soyunun en eski oyun gelenekleri vardır. Daha
doğrusu Orta Asya'dan gelişi bir eskiliğe sahiptir. Yaz aylarında denize
gelen sıcaktan kaçan halkın, doğa dağları eteklerindeki yaylalara
çekilişini genç kızların ve erkeklerin beraberce yaptıkları oyunları ve
şenlikleri, kısaca yayla yollarında göç eden boyların, obaların göç
alemlerini yaşatan, onların coşkularını dile getiren bir oyundur.Erkek
ve kızların beraber oynadıkları gibi sadece erkekler tarafından da
oynanmaktadır. oyun daire biçimde oynanır ve türkülüdür.
yapısına uygun olarak bir sağa bir sola dönerek sallana sallana
gitmesinden kaynaklandığı söylenmektedir. Bu oyunun içindeki yüzme
figürü de bize oyunun denizle olmasa bile suyla bir ilişkisi olduğunu
düşündürmektedir. Çok eski dönemlerde Göksu'nun şiddetle esen poyrazla
can aldığı söylenmektedir. Bu da bize halkın sudan etkilendiğini
gösterir. İyi yüzme bilmeyenlerin, Göksu da boğulmaları, ölümden korkan
halkın etkilenerek, suyun can alıcılığından kurtulmak için iyi yüzme
bilmek istemini, oynanan oyunda dile getirilmiştir.
2 yorum:
iyi günler yukarıda vermiş olduğunuz nerden gelirsin"keklik",tımbıllı ve türkmen kızı türkülerini uzun zamandır arıyorum bir anaokulunda öğretmenim ve silifke yöresine yönelik bir halkoyunu gösterisi düzenlemeyi düşünüyorum söylemiş olduğum türküleri bana ulaştırırsanız çok sevinirim adresim elifaydinoz2005@hotmail.com umarım ilgilenirsiniz hoşça kalın...
merhaba bu sene ben de silifke yöresine aid türkmen kızı oyunununa çocuklarla hazırlanmayı düşünüyorum yanlız sadece tımbıllı türküsüne ihtiyacım var rica etsem bana da gönderir misiniz?brckc85@gmail.com iyi çalışmalar
Yorum Gönder